Ana içeriğe atla

ÜÇ AYAK BİR ŞAFAK | ÖMER LÜTFİ METE

kahpe kayışında bileniyor bıçak
üç ayak bir şafak
celep örfü ahkam olmuş
babam kasap vezir
el oğluna bayram olmuş
kuzular sağ enir
üç ayak bir şafak
ahd etmiş babam beni boğazlayacak
topal tahtırevalli hak
fidyeler takas olmuş
binilen dala iner nacak
intihar kısas olmuş

usul bitirim, esas bitirim
kabul bitirim, kıyas bitirim

sarışın değilmişim
kara kaş kara göz yasak
has anadan gelmişim
öz ocağımda öz yasak

üç ayak bir şafak
bir kaç sefil gözde nesil
yırtılan nazlı bayrak
gözüme bağlı mendil

ben kırk kere ismail
babam bir kere ibrahim değil
babam asil
babam adil
babam katil

yaşımdan bir çağ yürüdüm
gece susadı gündüze
bir kızıl elmaydım çürüdüm
halden hale geze geze

onlar sığmadılar hiç bir şeye
onlar ki herkesten yeğimdeler
hiç bir şeye sığmadılar diye
benim geçimsiz yüreğimdeler...

childofbodom'a teşekkürler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HÜRRİYET KASİDESİ VE GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ | NAMIK KEMAL, M. BAHADIRHAN DİNÇASLAN

HÜRRİYET KASİDESİ Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten Asrın hükümlerini sadakat ve selametten çıkmış görüp Çekildik izzet ve talih ile hükümet kapısından Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten Kendini insan bilenler halka hizmetten usanmaz İ nsanlık sahibi olanlar mazluma yardımdan el çekmez Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten Millet hakir olduysa şanı eksilir sanma Cevher yere düşünce kadir ve kıymetten de düşmez Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten Vücudun ki hamuru ve mayası vatan toprağındandır Vatan yolunda çile ve sıkıntı ile toprak olursa gam değildir Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten Zalimin yardımcısı dünyada alçaklık erbabıdır Acımasız avcıya hizmet etmekten zevk alan anca...

BARIŞ - NİYAZİ YILDIRIM GENÇOSMANOĞLU

Bana, “Barış barış barış...” diyorlar. Kiminle? Ne için barışacağım? Zalim nice güçlü olursa olsun Mazlumun hakkını alıncaya dek Vuruşacağım! Tanrı buyruğudur bu görev bana. Bu görev, yerine gelinceye dek Vuruşacağım! Yer yüzünde varsa bir tek soydaşım Ezilmiş, tutsak... En son damarında, bir damla kanım Kalıncaya dek Vuruşacağım! Kanımla sulanmış her karış toprak Benim oluncaya dek Vuruşacağım! Doğudan - Batıya Türk illerinde Milletimin yanık göğüslerine Hürriyet soluğu doluncaya dek Vuruşacağım! Yedi iklim, dört bucak minarelerde Gür ezanlar okunup günde beş nöbet! Ecdat yadigârı camilerinde Dindaşlarım namaz kılıncaya dek, Vuruşacağım! Ezelî, ebedî Türk Yurtlarında Yaşlı gözlerini, yüz milyon Türk'ün Kendi ellerimle silinceye dek Vuruşacağım! “Avrupa” denilen vahşet yuvası Türk'ün yüce kadrini bilinceye dek Vuruşacağım! Kızıl kan içici Haçlı güruhu, Hilâl'in önünde diz çöküp yere Saçını - başını yoluncaya dek Vuruşacağı...