Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ŞİİRLER YAZARIM KAN ÜSTÜNE KAN | MUSTAFA KAYABEK

Şiir zulmü dize getirecekse  Şiir bizi size getirecekse  Şiirler yazarım yürekten kopan  Şiirler yazarım kan üstüne kan... Şiir aşacaksa ara dağları  Şiir yırtacaksa çelik ağları  Şiirler yazarım titreşir vatan  Şiirler yazarım kan üstüne kan.. Şiir taşacaksa coşup bir dilde  Şiir yakacaksa odlar gönülde  Şiirler yazarım göklerde duman  Şiirler yazarım kan üstüne kan...   Şiir geçecekse birgün Tunayı Şiir öpecekse koşup anayı Şiirler yazarım hasretlik kokan Şiirler yazarım kan üstiine kan..   Şiir biçecekse Tarihe değer Şiir içecekse zamanı eğer Şiirler yazarım zaferler akan Şiirler yazarım kan üstüne kan... Şiir destan gibi dokunacaksa Şiir meydanlarda okunacaksa Şiirler yazarım şimşekler çakan Şiirler yazarım kan üstüne kan...   Şiir kamçı olup şaklayacaksa Şiir Bugünleri aklayacaksa Şiirler yazarım ellerde kalkan Şiirler yazarım kan üstüne kan..   Şiir karanlığı boğ diyecekse Şiir sabahlara doğ diyecekse Şiirler yazarım ağarırken tan Şiirler yazarım kan üstüne kan... MU

1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI DEĞİL KOMÜNİST BAYRAMIDIR

Sözde Halk Mahkemesi'nde komunistlerce yargılanıp infaz edilen 5 Ülkücü işçinin haberini paylaşıyoruz ve diyoruz ki 1 Mayıs işçinin değil komunistin bayramıdır. Birileri İşçi Bayramı mı dedi? Komünistlerin kurtarılmış bölge ilan ettikleri Ümraniye Örnek Mahallesinde " Halk Mahkemesinde" yargılanan ikisi öğrenci-işçi olan beş Ülkücü işçi, işkence edilerek feci şekilde öldürülmüşlerdir. Aralarında Otosan işyeri baş temsilcisi de bulunan MİSK'e bağlı Cevher-İş Sendikası üyesi işçiler, evlerine giderlerken Marksist-Leninist militanlar tarafından kaçırılmışlar ve Halk Mahkemesinde yargılanmışlardır. Kaçırdıkları işçilere önce görülmemiş işkenceler yapan militanlar, hunharca öldürülen işçilerin cesetleri İçerenköy Taşocakları mevkiine götürülerek, çalılıklar arasına atılmışlardır. Kriminoloji kayıtlarına son yılların ideolojik amaçla işlenmiş en korkunç cinayeti olarak geçen olay, İçerenköy taşocaklarından geçen bir kamyon şoförünün mahalli karakola yaptığı ihbar

OSMAN BATUR | Hızır Bek Gayretullah

Yapılan istatistiklere göre bir milyar 950 milyon insan bugün komünizmin prangasında inlemektedir. Bu antidemokratik, gayri insani rejimin zulmünde bütün insanlık haysiyet ve şerefinden yoksun olarak yaşamaktadırlar. Bu rakkamı meydana getiren halitayı ise, Moskova ve Pekin yönetmektedir. Moskova idaresindeki gayri Rus unsurlar, bidayette «sulh içinde beraber yaşama» sloganı ile önce uyutulmuş, sonra da kukla birer cumhuriyet halinde parçalanmış ve yutulmuştur. Böylece kızıl diktatörler, «önce uyut, sonra parçala ve yut» formülünü, Müslüman Türklerle Slav ırkından olmayan etnik ve klerik toplulukları ortadan kaldırmada ustaca uygulamışlardır. Bu toplulukları ortadan kaldırmadan önce de, Marksizmin hümanist övgüsü yapılmış, masum halk yığınları bu uğurda Pavlov'un köpekleri gibi şartlandırılmak istenmiştir. Ancak, ne var ki, toplumun sosyal yapısına, gelenek ve göreneklerine, milli ahlâk anlayışına ve dini inançlarına dil uzatılarak, bu mefhumların kapitalizmin birer safsatası olduğ

SÖNMÜYOR KİNİM SÖNMÜYOR | MUSTAFA KAYABEK

Yollarım hep karanlıktır, Gidenler geri dönmüyor. Ne kadar kızıl kan döksem Kalbimdeki kin sönmüyor. Yolların sonu hürriyet, Bayrağım yüksel göklere. Yüksel ki dost düşman göre Heyhat..! Artık yükselmiyor... Ufku karartmış bulutlar, Kahpece vurulmuş kurtlar İnliyor Özbekler, Sartlar Yarasın kimse sarmıyor. Kanadım, kolum kırılmış. Meğer hürriyet bir sırmış Ki o da mazide kalmış Bir türlü geri gelmiyor. Altayların boynu bükük, Bayrağım göğü delmiyor. "Esirdir bugün şanlı Türk" Demeye dilim varmıyor. Yollarım kapkaranlıktır Gidenler geri dönmüyor Ne kadar kızıl kan döksem Sönmüyor kinim sönmüyor... Mustafa Kayabek

GENÇ TÜRKÇÜNÜN AMENTÜSÜ| ZEKİ SOFUOĞLU

Her önüne çıkarılan "büyüğün" eline kapanmam; zira şunu bilirim ki, gerçekten fazilet sâhibi, hürmet edilip eli öpülmeye layık olan, maalesef azdır; onları sayarım, severim, kâdirşinasım. Fakat ne kadar büyük olursa olsun, hiçbir "büyüğe" tapılmayacağını da bilirim; asil alnım ancak Allah huzurunda eğilir. İnandığım fikirlerden sapmamak, kalbimdeki aşk ve heyecandan kaybetmek, bileklerimdeki kudreti boş yere tüketmemek için boş lâflara kulak asmam; onları çok dinledim. Ben, damarlarımdaki kanın, vatan menfaatlerinin ve Türk tarihinin verdiği ilhamın icaplarını yaparım. Hak bildiğim yolda yalnız kalmayı göze alıyorum ve yalnız kalsam da yürümesini bileceğim! Dağınıklıktan kurtulacağım; dostlarım kendim gibi düşünenler olacaktır. Mukaddes ve büyük bir mefkure olan Türk milliyetçiliğine bağlıyım ; bu uğurda yılmadan çalışacağım. Asırların zavallılaştırdığı yiğit ve şerefli milletimin kalkındırılıp yükseltilmesi dâvasında benim de emeğim, alın terim bulunacak, ben

ÜÇ MAYIS | GALİP ERDEM

ÜÇ MAYIS 1944 yılının 3 Mayıs'ı Türk milliyetçiliğinin komünizmle mücadelesinde bir dönüm noktasıdır. CHP iktidarının astığı astık, kestiği kestiktir. Şimdilerin tecrübeli kaptanı (!) o günlerin değişmez milli şefidir. İkinci Dünya Harbi'nin gidişinden iyice şımaran komünistler hepten azıtmışlardır. İşte böyle bir havada, Ankara Üniversitesi'nin çeşitli fakültelerine mensup yüzlerce milliyetçi genç muhteşem bir gösteri yapmış, komünizmi lânetlemiş, Türk milliyetçiliğine bağlılıklarını haykırmışlardır. Bizler hem o adsız kahramanlardan, hem o adsız kahramanları tutuşturan büyüklerden çok şey öğrendik. Saygımız hiç bitmeyecek. O yıllarda komünizmle mücadele bugünküne hiç benzemedi. Daha çok cesaret isterdi, daha sarsılmaz bir inanç isterdi.  *** 1944 yılının sonradan demokrasi şampiyonu kesilen diktatörü ve çömezleri, milliyetçi Türk gençliğinin şahlanmasından ürkmüşler. 3 Mayıs nümayişlerini milliyetçiliği ezmek için bulunmaz bir fırsat saydılar. Türk milliyetçiliği

Fedakarlık ve Feragat Ruhu | Nejdet Sançar

Atalarımız bir çok büyük meziyetlerin sahibi idiler.Yurtseverlik, kahramanlık, savaşçılık, cemiyetçilik, ahlak bunlar arasında ilk akla gelenlerdir.Fakat bu büyük insanların ululuklarını sayarken unutulmaması gereken bir meziyetleri daha vardır. Bu meziyet, atalarımızdaki fedakarlık ve feragat ruhudur. Fedakarlık ve feragat ruhu,benliğini cemiyet menfaati yolunda hiçe sayabilmek büyüklüğü, şahsi kazancı, mevkii ve şöhreti ayaklar altına alabilmek hüneridir. Onun içindir ki fedakarlık ve feragat ruhuna ancak büyük yaratılışlı milletlerin fertleri arasında rastlamak mümkündür. Büyük yaratılışlı olmayan milletlerin fertlerinde ve solucan ruhlu insanlarda bu meziyeti aramak boştur.  Yüksek yaratılışlı ve ruhlu olmayan insanda tek düşünce şahsi menfaattir. Fedakarlık ve feragat faslında ise şahsi menfaatin yeri sıfırdır. Fedakarlık ve feragat ruhu bir kemik parçası için hırlayan köpekte ve yerde sürünen yılanda nasıl bulunmazsa, bunlardan farkı dışa ait olan şahsi menfaatçide de ö

TÜRKÇÜ HAREKET | GAVSEDDİN KOÇAK

Gavseddin Koçak Gafiller, hainler ne derse desin Bu Türkçü hareket yürüyecektir. Muhteşem Mehmedin ayak sesleri, Bütün kâinatı bürüyecektir. Gözü pek yiğitler, ak saçlı pirler, Türklüğün aşkıyla çarpışan erler, Hilali göklerde tutan neferler, Salibi yüz üstü sürüyecektir. Bozkurtun bağrında arttıkça kini, Basıp titretecek ruy-i zemini, Moskof'u, İran'ı, Yunan'ı, Çin'i, Uluğ Türkeli'nden kürüyecektir. Böyledir bu kanun, böyle olacak! Kıyamete kadar baki kalacak! Devleti, dünyayı bütün alacak! Türk'e kalkan eller çürüyecektir. ( Ötüken,  Nisan 1975 )

Dava Arkadaşım Gün Sazak | Alparslan Türkeş

Dava Arkadaşım Gün Sazak GÜN Sazak beyi tanıyalı hemen hemen on yıl olmuştur. Kendisini ilk defa geçirmiş olduğu trafik kazası dolayısıyla hastanede ziyaret ederek geçmiş olsun temennisinde bulunmuştum. Oradaki görüşmemiz dostluğumuzun başlangıcını teşkil etti ve ondan sonra devamlı beraber olduk. Kendileri o sırada partimize yeni girmişlerdi. Millet hizmetinde görev aldılar ve MHP’nin gelişmesinde üzerlerine düşen her görevi canla başla çalışmak suretiyle hiçbir fedakârlıktan geri kalmayarak yaptılar. Gün Bey partimize girdikten sonra parti çalışmalarında göze çarpar bir şekilde hızlanma ve gelişmeler olmuştur. Kendileri hem çok mütevazi, iddiasız, hem de çok akıllı, geniş gönüllü, faziletli ve cömert bir yaradılış sahibiydiler. Bu vasıflarıyla hem gençlerin sevgisini, hürmetini topladılar, hem de yaşlıların itimadını kazandılar. Ve böylece genel başkanlıkla diğer kademeler arasında daima ahenk sağlayan, uzlaşmayı temin eden ve samimiyeti artıran bir ortam meydana getirdiler.