Ana içeriğe atla

FİKİRSİZ AYDINLAR | A.OKÇUOĞLU (NEJDET SANÇAR)

                                    FİKİRSİZ AYDINLAR
  A.OKÇUOĞLU
Nejdet Sançar Karakalem Çalışması (Kutay Atsız Şahin)
Kaynak: Nejdet Sançar Facebook Sayfası ( Kavgamız Dergisi)
Türkiye’nin  talihsizliklerinden birisi de, fikir sahibi aydınının az oluşudur.Aydınların, millet hayatındaki rollerinin büyüklüğü düşünülürse, bunun küçümsenecek bir taliksizlik olmadığı anlaşılır.Çünkü aydın, milletin kafası demektir. İnsanlar  gibi milletlerinde kendilerini sevk ve idare etmeleri için kafaya ihtiyaçları vardır.
               
Türkiye’nin aydın kadrosunda yer alanların içinde, mesleki alanda sivrilmiş kimseler çoktur. Eserleriyle ilim dallarında otorite profesörler  vardır. Büyük inşaat değerli mühendisler vardır. Mesleklerindeki kudretleri dillerde gezen avukatlar vardır. Şöhretli doktorlar, tanınmış maliyeciler ve iktisatçılar vardır. Fakat ne yazık ki, Türkiyemiz’in aydın kadrosunda yer alan bu insanların pek çoğu, sadece mesleklerinin adamıdırlar. Milli kültür sahibi değildirler. Dünyanın ve memleketlerinin bugünkü mühim meseleleri nelerdir, bunlardan pek haberleri yoktur.Memlekette çarpışan fikirlerden hangisi milletin yararına, hangisi zararına, bunuda pek bilmezler. Yani, sözün kısası, Türkiye’nin aydın kadrosunu meydana getiren insanların çoğu fikirsiz kişilerdir.
               
İşte bu fikirsizlikten dolayıdır ki Moskof ajanı ve Türklük düşmanı Nâzım Hikmet’in hapisten çıkarılması için yerli kızıllar kampanya açtıkları zaman, bu hainin hürriyete (!) kavuşması için imza atan profesörler olmuştur. Bunun içindir ki, en büyük inşaatı batılı meslekdaşları kadar başarı ile yapabilecek mühendislerimiz içinde, mesela “ milliyetçilik” denince dudak bükenler, çekinenler, hattâ korkanlar görülür. Bu sebepledir ki, hitabette Çiçeron’a  yaklaşan nice avukatımızın içinde, bir kürsüden bir memleket meselesi üzerinde konuşma yapana rastlamak âdeta mucize gibidir! Bu yüzdendir ki, en ümitsiz hastaları bir neşterle veya yerinde bir teşhisle kurtaran nice doktorumuzun tek gayesi apartıman veya otomobildir.
               

Günümüzde, bir insanın aydın sayılabilmesi için, yalnız yüksek öğretim yapması ve mesleği alanında yükselmesi yetmemektedir. Bu seviyeye ulaşmış bir insandan, mensup olduğu cemiyet de gerekli yardım ve faydayı gördüğü takdirdedir ki o kimse gerçek bir aydın vasfını kazanabilir. Bu da, dünyanın ve memleketin gerçeklerini bilmek , yani fikir sahibi olmakla mümkündür. Bugün dünya ve dünyanın bir parçası olan Türkiye’de hangi fikirler bulunmakta, bunlar birbirleriyle nasıl mücadele etmekte ve hangileri nasıl taktikler güderek üstünlük sağlamaktadır? Bu fikirler arasında Türk aydınının, milletine ve memleketine faydalı olduğu için savunacakları veya aksi durumları dolayısıyla karşı duracakları hangileridir? Faydalıları nasıl savunulup yayılabilir, diğerleri nasıl çürütülür? Bunları bilmeyen, bu uğurda emek harcamaktan kaçınan, hatta bugünkü dünya şartları karşısında bu yolda mücadeleye girişmeyen aydın, memleketinin ve milletinin değil, sadece kendisinin aydınıdır.
               

Türkiye’mizin, zaman zaman yapılmak istenen hamlelere rağmen bir türlü kalkınamayışının en mühim sebeplerinden birisi de, hiç tereddüt etmeden söyliyebiliriz, bu tip memleket aydınının azlığıdır. Çünkü cemiyetlerin meselelerini benimseyip onları halledecek olan ancak ve ancak aydınlardır. Devlet makinesinin maddî ve mânevî  kollarını tutan aydınlar, meseleleri bilen ve cemiyet mefaatlarını şahsi çıkarların üstünde tutan fikir sahibi aydınlar olmadıkça, güzel yarınlar ummak boşuna bir hayaldir.
               

Bugün, Türkiye’nin aydın kadrosunda yer alanlar içinde fikir sahibi olanlar, ne yazık ki çok azdır. Büyük kısım, kendi kendilerinin aydını olanlar, yani müteahhit mühendisler, apartımancı doktorlar ve benzerleridir. Bunlara, çalışmalarını millet ve vatan aleyhine yönetlmiş olan menfî aydınlarıda eklersek, Türkiye’mizin bugünkü aydın gerçeğini belirtmiş oluruz.
               

Türkiye’nin pekçok şeye ihtiyacı vardır. Bunların en mühimlerinden birisi de fikir sahibi memleketçi aydındır. Bu gerçek aydının artması, arttırılması bir zarurettir. Çalışmalarını memleket aleyhine yöneltmekte olan menfî aydınlarla, yalnız kendilerinin aydını olmayı yeter bulanlar ve bu suretlede menfî aydınlara bilmeden yardımcılık edenlere karşı, bir avuç şuurlu, fikir sahibi ve memleketçi aydın, Türkiye’nin  kaderine hâkim olamaz. Olamadıkça da, sevgili Türkiye’miz, nice yıllardan beri olduğu gibi, bocalar durur.
Yarınımıza emniyetle bakabilmenin en mühim şartlarından biri, gerçek aydının sayısını arttırmaktır.Evet, gerçek aydın… Millî kültürü ve şuuru olan, memleketçi, milliyetçi, fikir sahibi aydın…
                                          



Yorumlar

  1. Oportünist olmayacağız. Bir aydın hareketi olan Türkçülük fikrine sımsıkı bağlanacağız. Ulaşmak istediğimiz hayaller particiliği, mezhepçiliği, mikroteşkilatçılığı ve şahsi çıkarları rafa kaldırmakla mümkün. Ülkü Ocaklı Fırat da bizim. Yarın ayyıldız uğrunda canını seve seve verebilecek olan herhangi bir teşkilattan isimsiz kahramanlar da bizim. "BÜTÜN TÜRKLER BİR ORDU!"

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

HÜRRİYET KASİDESİ VE GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ | NAMIK KEMAL, M. BAHADIRHAN DİNÇASLAN

HÜRRİYET KASİDESİ Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten Asrın hükümlerini sadakat ve selametten çıkmış görüp Çekildik izzet ve talih ile hükümet kapısından Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten Kendini insan bilenler halka hizmetten usanmaz İ nsanlık sahibi olanlar mazluma yardımdan el çekmez Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten Millet hakir olduysa şanı eksilir sanma Cevher yere düşünce kadir ve kıymetten de düşmez Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten Vücudun ki hamuru ve mayası vatan toprağındandır Vatan yolunda çile ve sıkıntı ile toprak olursa gam değildir Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten Zalimin yardımcısı dünyada alçaklık erbabıdır Acımasız avcıya hizmet etmekten zevk alan anca

ÜÇ AYAK BİR ŞAFAK | ÖMER LÜTFİ METE

kahpe kayışında bileniyor bıçak üç ayak bir şafak celep örfü ahkam olmuş babam kasap vezir el oğluna bayram olmuş kuzular sağ enir üç ayak bir şafak ahd etmiş babam beni boğazlayacak topal tahtırevalli hak fidyeler takas olmuş binilen dala iner nacak intihar kısas olmuş usul bitirim, esas bitirim kabul bitirim, kıyas bitirim sarışın değilmişim kara kaş kara göz yasak has anadan gelmişim öz ocağımda öz yasak üç ayak bir şafak bir kaç sefil gözde nesil yırtılan nazlı bayrak gözüme bağlı mendil ben kırk kere ismail babam bir kere ibrahim değil babam asil babam adil babam katil yaşımdan bir çağ yürüdüm gece susadı gündüze bir kızıl elmaydım çürüdüm halden hale geze geze onlar sığmadılar hiç bir şeye onlar ki herkesten yeğimdeler hiç bir şeye sığmadılar diye benim geçimsiz yüreğimdeler... childofbodom'a teşekkürler.

AĞRILI ÜLKÜCÜ ŞEHİT | MUSTAFA YARDIMCI

Ağrı Ülkü Ocakları | Ortadaki Şehit Mustafa Yardımcı Kaynak : METİN TURHAN ÜLKÜCÜ ŞEHİT MUSTAFA YARDIMCI ŞEHİT OLDUĞU TARİH : 16 KASIM 1977 ŞEHİT EDİLDİĞİ YER: AĞRI-DOĞUBAYAZIT DOĞDUĞU YER: AĞRI-DOĞUBAYAZIT 19 yaşındaydı. Yeni evlenmişti. Üç aylık evliydi. Ağrı ili Doğubayazıt ilçesinde ailece oturuyorlardı. Aile çevrece sevilen ve saygı duyulan bir aileydi. Erzurum Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsünde okuyordu. Aile Mustafa’nın şehit olmasından sonra Erzurum’a taşındı ve orada ticaret yapmaya başladılar. Mustafa daha öncede Doğubayazıt’a tehdit almış ve saldırıya uğramıştı. OLAY GÜNÜ: Okullar tatil olduğu için memleketindeydi Mustafa. Kardeşiyle babasının dükkanından çıktı, eve gidiyorlardı. Dükkandan daha 50-60 metre uzaklaşmamışlardı ki, 10 kişilik bölücü-devrimci komünistler yollarını kesti. Sataşmaya başladılar, küfürler ettiler. Mustafa niyetlerini anlamıştı, kardeşine kaçmasını söyledi. Kardeşi kaçmadı. Kendini savunmak için belinden zincirini