Ana içeriğe atla

BARIŞ - NİYAZİ YILDIRIM GENÇOSMANOĞLU

Bana,
“Barış barış barış...” diyorlar.
Kiminle?
Ne için barışacağım?
Zalim nice güçlü olursa olsun
Mazlumun hakkını alıncaya dek
Vuruşacağım!
Tanrı buyruğudur bu görev bana.
Bu görev, yerine gelinceye dek
Vuruşacağım!
Yer yüzünde varsa bir tek soydaşım
Ezilmiş, tutsak...
En son damarında, bir damla kanım
Kalıncaya dek
Vuruşacağım!
Kanımla sulanmış her karış toprak
Benim oluncaya dek
Vuruşacağım!
Doğudan - Batıya Türk illerinde
Milletimin yanık göğüslerine
Hürriyet soluğu doluncaya dek
Vuruşacağım!
Yedi iklim, dört bucak minarelerde
Gür ezanlar okunup günde beş nöbet!
Ecdat yadigârı camilerinde
Dindaşlarım namaz kılıncaya dek,
Vuruşacağım!
Ezelî, ebedî Türk Yurtlarında
Yaşlı gözlerini, yüz milyon Türk'ün
Kendi ellerimle silinceye dek
Vuruşacağım!
“Avrupa” denilen vahşet yuvası
Türk'ün yüce kadrini bilinceye dek
Vuruşacağım!
Kızıl kan içici Haçlı güruhu,
Hilâl'in önünde diz çöküp yere
Saçını - başını yoluncaya dek
Vuruşacağım! |
Şanlı ecdadımın mezarlarında
Göndere çekilip gazi Sancaklar,
Dokuz tuğlu Mehter Tanrı Dağı’nda
İstiklâl Marşımı çalıncaya dek
Vuruşacağım!
Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU
DEVLET - Sayı: 254 - 16 EYLÜL 1974 - Sayfa: 2

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HÜRRİYET KASİDESİ VE GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ | NAMIK KEMAL, M. BAHADIRHAN DİNÇASLAN

HÜRRİYET KASİDESİ Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten Asrın hükümlerini sadakat ve selametten çıkmış görüp Çekildik izzet ve talih ile hükümet kapısından Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten Kendini insan bilenler halka hizmetten usanmaz İ nsanlık sahibi olanlar mazluma yardımdan el çekmez Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten Millet hakir olduysa şanı eksilir sanma Cevher yere düşünce kadir ve kıymetten de düşmez Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten Vücudun ki hamuru ve mayası vatan toprağındandır Vatan yolunda çile ve sıkıntı ile toprak olursa gam değildir Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten Zalimin yardımcısı dünyada alçaklık erbabıdır Acımasız avcıya hizmet etmekten zevk alan anca

ÜÇ AYAK BİR ŞAFAK | ÖMER LÜTFİ METE

kahpe kayışında bileniyor bıçak üç ayak bir şafak celep örfü ahkam olmuş babam kasap vezir el oğluna bayram olmuş kuzular sağ enir üç ayak bir şafak ahd etmiş babam beni boğazlayacak topal tahtırevalli hak fidyeler takas olmuş binilen dala iner nacak intihar kısas olmuş usul bitirim, esas bitirim kabul bitirim, kıyas bitirim sarışın değilmişim kara kaş kara göz yasak has anadan gelmişim öz ocağımda öz yasak üç ayak bir şafak bir kaç sefil gözde nesil yırtılan nazlı bayrak gözüme bağlı mendil ben kırk kere ismail babam bir kere ibrahim değil babam asil babam adil babam katil yaşımdan bir çağ yürüdüm gece susadı gündüze bir kızıl elmaydım çürüdüm halden hale geze geze onlar sığmadılar hiç bir şeye onlar ki herkesten yeğimdeler hiç bir şeye sığmadılar diye benim geçimsiz yüreğimdeler... childofbodom'a teşekkürler.

AĞRILI ÜLKÜCÜ ŞEHİT | MUSTAFA YARDIMCI

Ağrı Ülkü Ocakları | Ortadaki Şehit Mustafa Yardımcı Kaynak : METİN TURHAN ÜLKÜCÜ ŞEHİT MUSTAFA YARDIMCI ŞEHİT OLDUĞU TARİH : 16 KASIM 1977 ŞEHİT EDİLDİĞİ YER: AĞRI-DOĞUBAYAZIT DOĞDUĞU YER: AĞRI-DOĞUBAYAZIT 19 yaşındaydı. Yeni evlenmişti. Üç aylık evliydi. Ağrı ili Doğubayazıt ilçesinde ailece oturuyorlardı. Aile çevrece sevilen ve saygı duyulan bir aileydi. Erzurum Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsünde okuyordu. Aile Mustafa’nın şehit olmasından sonra Erzurum’a taşındı ve orada ticaret yapmaya başladılar. Mustafa daha öncede Doğubayazıt’a tehdit almış ve saldırıya uğramıştı. OLAY GÜNÜ: Okullar tatil olduğu için memleketindeydi Mustafa. Kardeşiyle babasının dükkanından çıktı, eve gidiyorlardı. Dükkandan daha 50-60 metre uzaklaşmamışlardı ki, 10 kişilik bölücü-devrimci komünistler yollarını kesti. Sataşmaya başladılar, küfürler ettiler. Mustafa niyetlerini anlamıştı, kardeşine kaçmasını söyledi. Kardeşi kaçmadı. Kendini savunmak için belinden zincirini