Ana içeriğe atla

TURAN DUASI | ALİ KINIK (OcakArşiv)

Turan Dua'sı
Seni, acundan yüce tek "var" saymışım Tanrı'm
Göğe değen başımı, yere eğmişim Tanrı'm
Ve gönlümde yanına çiçek koymuşum Tanrı'm
Bu sevgiyi sen verdin, bu da benim nazımdır
Korkak kullarca değil, erkekçe niyazımdır
Ey Tanrı'm, yüce Tanrı'm
Kat, gücü güce Tanrı'm
Bölük bölük bölündük
Sonumuz nice Tanrı'm
Sensin derdi yaratan, derman olan yine sen
Sensin Türk'ü yaratan, ayrı kılan yine sen
Yüce dağlar birleşir, eğer ki sen "ol" desen
Dilersen kes hakkımı ekmeğimden, suyumdan
Bu birlik, varlık demek esirgeme soyumdan
Kapına durdum Tanrı'm
Yere diz vurdum Tanrı'm
Çek şu kızıl perdeyi
Bir olsun yurdum Tanrı'm
Tanrı'm, şerefim için, namusum, dinim için
Şerefsize bilenen şerefli kinim için
"Ben" dedim ya, andolsun, sanma ki benim için
Ahlaksız çarklar için, saklanmaz farklar için
Şu çakal insancıklar, şu bozkurt Türkler için
Açtım elimi Tanrı'm
Çözdüm dilimi Tanrı'm
Kabul et bu duamı
Arz-ı halimi Tanrı'm
Bir gece, ağlar gibi kurtlar uludu dağdan
Gözlerime kan değdi, dokuz yaralı tuğdan
Bir türkü, bir de ağıt kopardım eski çağdan
Türküm umudum olsun, ağıdım yaram olsun
Türküsüz ve ağıtsız gün bana haram olsun
Bu acı beter Tanrı'm
Sanmam ki biter Tanrı'm
Belki benden artar da
Neslime yeter Tanrı'm

Bizi zulme bileyen bu kutlu güç senindir
Haklı ve yiğit kılan şerefli taç senindir
Türk olmaksa suçumuz, bu soylu suç senindir
Sanma ki bu sorgudur, sen Tanrı'sın, ben kulum
Sen sabırda zenginsin, bense işte yoksulum
Dört yanım soru, Tanrı'm
Hepsi en zoru Tanrı'm
Soruların zorundan
Soyumu koru Tanrı'm
Sen Tanrı değil misin, adını yargılatma
Sana Tanrı deyince, dinimi sorgulatma
Ya adam et bunları, ya beraber yaşatma
Kanı bozuk olanlar "Türk'üm" diyemesinler
Ve Türk'ün dik başını yere eğemesinler
Gökçek Tanrı'm, gök Tanrı'm
Sevgisi büyük Tanrı'm
İti kurda baş kılma
Bu ne ağır yük Tanrı'm
Şimdi beni ezenler, demek soyumu bilmez
Bozgunun ardındaki mutlak toyumu bilmez
Demek beni bilir de, deli huyumu bilmez
Çin'de kırkbir çeriyle ihtilal yapan kimdi?
Peki o uslanmaz kan hangi bedende şimdi?
Şükür ki bende, Tanrı'm
"Niçin"i, sende Tanrı'm
Bugünü de kutlu kıl
Gözlerim dünde Tanrı'm
Türkiye benim yurdum, canım kurban bu yurda
Fakat bir dağ az gelir mayası hür bozkurda
Kıralım şu zenciri artık ferman buyur da
Sınırları bozalım, yeni baştan çizelim
Kendi toprağımızda hesapsızca gezelim
Bir ferman buyur Tanrı'm
Dünyaya duyur Tanrı'm
Türk'ü Türk'e kavuştur
Var beni ayır Tanrı'm
Çünkü o gün her ölen
Sadece uyur Tanrı'm






















Ali KINIK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HÜRRİYET KASİDESİ VE GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ | NAMIK KEMAL, M. BAHADIRHAN DİNÇASLAN

HÜRRİYET KASİDESİ Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten Asrın hükümlerini sadakat ve selametten çıkmış görüp Çekildik izzet ve talih ile hükümet kapısından Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten Kendini insan bilenler halka hizmetten usanmaz İ nsanlık sahibi olanlar mazluma yardımdan el çekmez Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten Millet hakir olduysa şanı eksilir sanma Cevher yere düşünce kadir ve kıymetten de düşmez Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten Vücudun ki hamuru ve mayası vatan toprağındandır Vatan yolunda çile ve sıkıntı ile toprak olursa gam değildir Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten Zalimin yardımcısı dünyada alçaklık erbabıdır Acımasız avcıya hizmet etmekten zevk alan anca...

ÜÇ AYAK BİR ŞAFAK | ÖMER LÜTFİ METE

kahpe kayışında bileniyor bıçak üç ayak bir şafak celep örfü ahkam olmuş babam kasap vezir el oğluna bayram olmuş kuzular sağ enir üç ayak bir şafak ahd etmiş babam beni boğazlayacak topal tahtırevalli hak fidyeler takas olmuş binilen dala iner nacak intihar kısas olmuş usul bitirim, esas bitirim kabul bitirim, kıyas bitirim sarışın değilmişim kara kaş kara göz yasak has anadan gelmişim öz ocağımda öz yasak üç ayak bir şafak bir kaç sefil gözde nesil yırtılan nazlı bayrak gözüme bağlı mendil ben kırk kere ismail babam bir kere ibrahim değil babam asil babam adil babam katil yaşımdan bir çağ yürüdüm gece susadı gündüze bir kızıl elmaydım çürüdüm halden hale geze geze onlar sığmadılar hiç bir şeye onlar ki herkesten yeğimdeler hiç bir şeye sığmadılar diye benim geçimsiz yüreğimdeler... childofbodom'a teşekkürler.

BARIŞ - NİYAZİ YILDIRIM GENÇOSMANOĞLU

Bana, “Barış barış barış...” diyorlar. Kiminle? Ne için barışacağım? Zalim nice güçlü olursa olsun Mazlumun hakkını alıncaya dek Vuruşacağım! Tanrı buyruğudur bu görev bana. Bu görev, yerine gelinceye dek Vuruşacağım! Yer yüzünde varsa bir tek soydaşım Ezilmiş, tutsak... En son damarında, bir damla kanım Kalıncaya dek Vuruşacağım! Kanımla sulanmış her karış toprak Benim oluncaya dek Vuruşacağım! Doğudan - Batıya Türk illerinde Milletimin yanık göğüslerine Hürriyet soluğu doluncaya dek Vuruşacağım! Yedi iklim, dört bucak minarelerde Gür ezanlar okunup günde beş nöbet! Ecdat yadigârı camilerinde Dindaşlarım namaz kılıncaya dek, Vuruşacağım! Ezelî, ebedî Türk Yurtlarında Yaşlı gözlerini, yüz milyon Türk'ün Kendi ellerimle silinceye dek Vuruşacağım! “Avrupa” denilen vahşet yuvası Türk'ün yüce kadrini bilinceye dek Vuruşacağım! Kızıl kan içici Haçlı güruhu, Hilâl'in önünde diz çöküp yere Saçını - başını yoluncaya dek Vuruşacağı...